AKRANDER
Arabuluculuk, uyuşmazlık yaşayan kişilerin, tarafsız ve bağımsız olan arabulucu yardımıyla, ihtiyaç ve menfaatlerini değerlendirdikleri, müzakerelerde bulundukları, her iki tarafında yararına ve menfaatine çözümlerle uyuşmazlığı sona erdirmeyi hedefledikleri bir süreçtir. Bilindiği gibi müzakere, kişilerin, kurumların, devletlerin, uyuşmazlık sebebi ile içinde bulundukları olumsuz durumun karşı tarafça anlaşılmasını ve bu olumsuz durumun sona erdirilmesi için taleplerinin değerlendirilmesini hedefledikleri ve bu suretle birbirlerinden birtakım şeyler elde etmek için diğer tarafı ikna etmeye ve etkilemeye çalıştıkları bir süreçtir. Ancak müzakereci taraf, karşı tarafın kendisi gibi düşünmesini ve taleplerinin karşı tarafça kabul edilmesini sağlamaya odaklanırken, bir yandan da karşı tarafın bulunduğu durum itibari ile isteklerini sebebini anlamaya çalışarak,her iki tarafında yararına ortak çözümler üretmek için çaba gösterir. Tarafların birbirini ikna etmek için bilgi ve hünerlerini sergiledikleri bir iletişim ve karar verme süreci olarak tanımlanan müzakerede temel amaç, her iki tarafın çıkarlarının tatmin olduğu çözümler oluşturabilmektir. Arabuluculuk sürecinin müzakereden farkı, anlaşmazlıkların yönetim sürecinde üçüncü bir taraf olarak tarafsız ve bağımsız arabulucunun yer almasıdır. Arabulucu, uyuşmazlık yaşayan tarafların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmelerini sağlamak için, sistematik teknikler uygular. Görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getirip, onların aralarında iletişim sürecinin kurulmasını sağlar. Müzakere, arabuluculuk gibi süreçlerin yargılamadan en önemli farkı, sürecin sonunda tarafların kendi çözümlerini kendilerinin oluşturmalarıdır. Dolayısıyla, uyuşmazlık yaşayan tarafların sağlıklı bir iletişim kurmalarında kritik bir rol üstelenen arabulucu karar verici değildir. Arabulucu, görevinin gerektirdiği iletişim tekniklerini kullanarak, menfaatlerin olabildiğince dengelendiği sonuçlara ulaşılması için çaba gösterir. Sürecin sonunda uyuşmazlık yaşayan taraflar, kendi kararları ile, dolayısıyla kendilerine uygun olan çözümle süreci sona erdirdiğinden, bu sürecin kaybedeni yoktur. Daha da önemlisi, uyuşmazlık yaşayan taraflar, arabuluculuk süreci içerisinde kendilerini ifade edebilme fırsatı bulduklarından ve birbirlerinin gözünden sorunları anlamaya çalıştıklarından, maddi çıkarlardan ziyade psikolojik olarak olumlu etkilerin ön plana çıktığı bir süreçtir arabuluculuk süreci. Bu nedenle arabuluculuk denilince akla, KAZAN-KAZAN (WIN-WIN) yaklaşımı gelir. Akran Arabuluculuk ise, okullarda, öğrenciler arasında yaşanan anlaşmazlıkların yapıcı ve barışçıl yönetiminde kullanılan öğrenci merkezli bir yaklaşımdır. Akran arabuluculuğunun amacı, ortaokul ve liselerde, 10-19 yaş bandında, öğrencilerin arkadaşlarıyla yaşadıkları anlaşmazlıklarını yine kendilerinin yüz yüze müzakere ederek yönetmelerinin hedeflendiği bir süreçtir. Hukuki arabuluculuğun izinde akran-arabuluculuğun esas amacı, öğrencilere kendi anlaşmazlıklarını, bir akran arabulucu sınıf arkadaşlarının kolaylaştırıcılığında yüz yüze müzakere ettirerek, onların kendilerini ifade etme, ortak sorunlarını ve nedenlerini ifade etme, duygularını ve nedenlerini ifade etme, diğer tarafla empati kurma, isteklerini ve nedenlerini ifade etme, çözüm seçeneği üretme ve karar verme becerilerinin geliştirmektir. Okul yaşamında bu sosyal beceriler ile gelişen öğrenciler, yetişkin yaşamında kişiler arası şiddete daha seyrek başvuracaklardır. Diplomasi diğer bir ifade ile yüz yüze müzakere becerileri ile gelişen gençlerimiz hem sosyal ve duygusal alanda hem de akademik alanda başarılı olarak, daha uygar ve şiddet kültüründen arınmış gençler olarak yetişecek ve yaşama hazırlanacaklardır. Bireyin, müzakere becerilerinin geliştirilmesi suretiyle, kişilerarası şiddet kültürünün azaltılması ve böylelikle kişilerarası barışın sağlanması üst amacı çerçevesinde, Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Mersin, Samsun gibi birçok ilden bir araya gelmiş öğretmen, akademisyen ve hukukçulardan oluşan, Ankara merkezli olarak kurulan Akran Arabuluculuk Derneği (Akran-Der) kurucu üyeleri, Bir İyilik Hareketi sloganı ile yola çıkmıştır.